Oğuzhan OSMAN ALIM / Rüstem PEHLİVANLAR / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) – İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim’den bu yana devam eden çatışmalarda, İsrail işgal güçlerinin hiçbir etik bedel düşünmeden gerçekleştirdiği saldırılarda dünyanın gözü önünde on binlerce sivil hayatını kaybetti. Bu süreçte her iki tarafın da elinde tutsaklar bulunmaktadır.
Özellikle İsrail kamuoyunun Netanyahu ve hükümetine esirler konusunda uyguladığı baskı her geçen gün artıyor. İktidara tutunmak için oldukça zorlu bir dönemden geçen Netanyahu’nun tutuklu değişimi konusunda daha fazla bekleme şansı var mı? Dış Politika Uzmanı Prof. Dr. İsmail Şahin, Herkes Duysun için hem mahkum takası gündemini hem de Netanyahu hükümetinin mevcut durumunu analiz etti.
NETANYAHU HER ZAMAN HAHİNİST SİYASETİN TEMSİLCİSİ OLDU
Netanyahu’nun İsrail’de geçmişten bu yana izlediği siyasi çizginin güvenlik politikalarını benimsediğini vurgulayan Prof. Dr. İsmail Şahin, “İsrail Başbakanı Netanyahu, İsrail’in güvenliğini ve bekasını savunan şahin politikaların temsilcisidir. Filistin’in tamamını Yahudileştirme politikasının en güçlü savunucusu. Başkanlığını yaptığı Likud Partisi İsrail’in en güçlü siyasi partilerinden biri. Parti İsrail’in lideridir.” “Ülkenin sağ kanadında yer alan milliyetçi, Siyonist ve güvenlik odaklı politikaları savunan bir düşünceye sahiptir.” söz konusu.
FİLİSTİN SORUNUNDA SIVI HARDİN yanlısıdır
Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nin klasik olarak Filistin sorununa karşı sert bir çizgiyi savunduğunun altını çizen Prof. Dr. İsmail Şahin, şöyle konuştu:
“Likud, Filistin meselesine sert bir yaklaşım benimsiyor. Belki de daha önemlisi Likud, İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs gibi Filistin bölgelerindeki Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi ve güçlendirilmesini teşvik etmesini destekliyor. Tüm bunları yaparken büyük ölçüde ABD’ye güveniyor. ABD yönetimleri de bazen “Açık ve bazen de gizli olarak Filistin’de Yahudi kimliğine sahip büyük ve güçlü bir İsrail’in varlığını desteklemektedir.”
BU SAVAŞ SADECE NETANYAHU’NUN SAVAŞI DEĞİL
Filistin’deki savaşın sadece Netanyahu’nun savaşı olmadığını, bu savaşın çok uluslu bir koalisyon ayağı olduğunun altını çizen Prof. Dr. İsmail Şahin, “Bu savaş Netanyahu’ya ait bir savaş değil. Uluslararası bir savaşın olduğu açık. Bu savaşın arkasında koalisyon var. Özellikle ABD’de Yahudi lobileri ve Siyonist gruplar İsrail’e verilen desteği etkileyen önemli bir faktör. Bu gruplar ABD hükümeti tarafından “İsrail üzerinde siyasi ve diplomatik etkiye sahipler ve İsrail’in çıkarlarını savunmak için aktif olarak çalışıyorlar.” ifadeler.
İSRAİL ABD İÇİN VAZGEÇİLMEZ BİR MÜTTEFİKTİR
ABD açısından İsrail’in Ortadoğu’da vazgeçilmez bir müttefik olduğunu vurgulayan Şahin, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğine şöyle dikkat çekti:
“ABD, Orta Doğu’daki stratejik çıkarları açısından İsrail’i vazgeçilmez bir müttefik olarak görüyor. İsrail, bölgedeki istikrarı ve ABD çıkarlarını koruyacak bir güç olarak algılanıyor. Bu nedenle İsrail, Filistin ile Filistin arasında güçlü bir bağ oluşturuyor” ve lobicilik ve propaganda faaliyetleriyle İran’ı bu şekilde kamuoyunda kendisinin, ABD’nin ve Batı’nın ‘düşmanı’ olan İran’a karşı savaştığı yönünde bir algı yaratmaya çalışıyor. Gazze’deki saldırıları sonlandırabilecek gücün yarısı İsrail’in, diğer yarısı da Amerika’nın elinde. Dolayısıyla İsrail, Amerika istemediği sürece baskınları durdurmayacak.”
